15 Comments
User's avatar
Dilşad's avatar

Bu YZ konusu içimi çok ama çok sıkıyor. Çünkü;

Bilişsel kapasitemizle güzel mavi gezegenimizin tek örneği idik. Fakat insan, kendi bilincinin bir replikasını icat etti ve her geçen gün de onu geliştiriyor. Heyecan verici başlasa da gelişmeler zaman zaman kaygı verici bir hal alıyor. Ve bence bu YZ'nin suçu değil. Senin bir suçun yok YZ. Şimdilik.

İnsanlar hep bir şeyler icat ediyor ve sonra onun boyunduruğu altına giriyor. Ülkeler,inançlar, kültürler, siyasi rejimler, ekonomik sistemler. Şimdi de YZ.

Bilgiyi insan kendi için üretti. Şeyleri değerli/değersiz olarak kategorilendiren anlam dünyalarını da keza. Değerleri de anlamları da biz kendimiz için yarattık.

Şimdi o değerleri ve anlamları henüz gelişmemiş, bir sürü hata yapan bir bilincin üretimine teslim etmek artık bir tercih meselesi.

Yazıda yer alan ve tamamen katıldığım bu sorular (ve kaygılar diyelim) YZ'nın konusu değil bence, içinde yaşadığımız sistemlerin konusu. Kapitali kaynağı neden böyle dağıtıyoruz? Buna neden rıza gösterdik? Biz değeri/anlamı nereden bulup nereye koyuyoruz?

Sürdürmeyi tercih ettiğimiz ekonomik ve siyasi tercihlere baktığımızda gelecek çok tatlı bir yer gibi görünmüyor. Ama iyi haber; gelecek geldi. Son 30-40-50 senedir bize pazarlanan geleceğin/değerlerin ipliği pazara çıktı, çok dandikler. Anlamı tekrar oluşturmak ve kavramları tekrar yerleştirmek için bir fırsat gibi görüyorum bugünü.

"Her şey gökten bize indi ve üzerinde bir iradi gücümüz yok" değil. Bugün üniversite 1. sınıfa dönseydim, öncelikle o günlerde eğlendiğim kadar eğlenirdim. Bir bullshit job edineceğim diye için döktüğüm terin ve kullandığım kaynağın bir kısmını da felsefe, biyoloji, köylülük (tarım/hayvancılık) ve edebiyat, dil falan öğrenmeye ayırırdım.

Expand full comment
Burak Su's avatar

Dertli olduğum bir konu daha var. Kentleşme. Daha doğrusu çurpuk kentleşme. Çarpık gibi ama daha ilişkisel. :) Mahallelerin, ailelerin kalmadığı, herkesin yalnızlaştığı, sistem için sürekli çalışmak zorunda kaldığımız bir çurpukluk. Yazdığın "dandiklik" lafı o dertlerimi hatırlattığı. O da başka bir yazı... Teşekkürler.

Expand full comment
Batuhan Şahin's avatar

Yazıda bahsettiklerinize ek olarak ben de "vasatlaşma" tehlikesinden bahsetmek istiyorum. Muhakkak işletmeler ve şahıslar YZ ile dönüşecek ve değişecek ama bence en önemli dönüşüm sizin de yazıda bahsettiğiniz "değer" konusunda olacak, ama başka açıdan. Vatandaş ya da kuruluşlar artık "insan"a "iyi iş" için 3x ödemek yerine, yapay zekaya vasat iş için x ödemeyi tercih edecek. Artık web sitesi yaptırmak isteyen birisi yazılımcıya 10k ödemeyecek de, birkaç bine kendisi yapacak ya da birkaç bine yapan birisine ödeme yapacak. Aynısı grafiker için de geçerli, redaktör için de çevirmen için de. Ürün ve girişim patlaması yaşanacak - yaşanıyor ama ortalama kalite düşüyor. Yani zaten vasatlaştığımız yetmezmiş gibi bir de vasat da aşağı iniyor. İnsan yığınları çünkü hemen her zaman daha pahalıya daha iyi işi değil daha ucuza daha "ucuz" işi tercih eder.

Analizim bu yönde. Çözümüm ve gelecek öngörümse maalesef yok. Hayrolsun.

Expand full comment
Burak Su's avatar

Çok haklısın. Bir yandan da karar vericilerin vasatlığı da bu konuda etkili. En ucuzu seçme eğilimi sıklıkla yapılacak işin niteliğini ayırt edememek kaynaklı. Neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt edemeyeceksen tek kriterin fiyat olmaya başlıyor. Güvenlik testleri yapılmış, SEO uyumlu bir site ile vasat bir site arasındaki fark her zaman görülebilir değil. Ucuz olanı seçmek güvenli de bir yol. Bu da etkiyi daha da arttıracak demek. Teşekkürler.

Expand full comment
Uğur KILCI 😈's avatar

Son zamanlarda kişisel blogumda YZ üzerine düşünüyordum.

Benim iddialarımdan biri "insan eli" etiketinin kullanılması. Fabrikadan kilim almak ile el emeği kilim almaya benzetiyorum.

Bir projemde içeriklere "YZ ile yazılmadı" dedim ve bunu yazarken video çektim.

Bu bir nebze ilerler diye düşünüyordum. Fakat yazınızdan sonra bu yaptığımı da YZ ile yaparlar diye düşünmeye başladım.

Peki ne olacak? Biz nasıl yaşamaya devam edeceğiz?

Expand full comment
Burak Su's avatar

Açıkçası bilmiyorum. Ekonomik açıdan bakınca orta sınıf diyebileceğimiz beyaz yaka işlerin çoğu (belki de tamamı) bu işten etkilenecek. O işler ortadan kalkınca insanlar mavi yaka işlere doğru (ileriye doğru değil geriye doğru) geçiş yapacaklar. Bu tarihte bir ilk olabilir. Mavi yaka işler de değersizleşecek. Üretim aynı kalsa da pazar aynı kalmayacak. Ekonomi nasıl ayakta duracak bilmiyorum. İnsanlar ne yapacak onu da bilmiyorum. Umut dolu bir şeyler söylemek zor. Düşünüyorum.

Expand full comment
Ali's avatar
Jun 6Edited

Benide en başından beri rahatsız eden bu. Ademoğlu halefini yarattığı bir çağa maalesef çok erken girdi. Yeni eskiyi bozar ve açılan bir kapı maalesef kapanamaz :/

Expand full comment
Gökhan Çancılar's avatar

ChatGPT popüler olduğundan beri söylediğim bir şey var; "evet, bu bir devrim". Çoğunlukla süregelen akıllardaki gibi bir devrim değil ama bu. Öncelikle dün itibari ile VEO 3 ile sokak röportajı üretmiş olan, tekdüze kodları tekrar tekrar yazmaktansa cursor ve void ile 1-2 haftamı vereceğim kodları YZ ile yazdırmış biri olarak söylüyorum bunu.

Bu devrim başından beri benim için bir Human Computer Interction ( İnsan Bilgisayar Etkileşimi) devrimi. Bundan 20 sene önce fotoğraf montajı yaparken bir dekupe işlerine verdiğim zamanı kimse tekrar vermesin. Aynı araçları kullanmayı insanlar öğrensinler ama bir süre sonra Marx'ın bahsettiği insanın emeğine veya çıktı aldığı ürüne yabancılaşması olmasın.

Ben bir yazılım geliştiriciyim. Yazıda da belirtildiği üzere YZ'den fazlasıyla etkilenen sektörlerden. Ama bir şekilde bu işe başladığımda sanayi devriminde "makineler işimizi alacak" kafası çok başlardan beri vardı. CMS'ler yani İçerik Yönetim Sistemleri yaygınlaştığında bu oldu. Vix.com gibi sitelere kadar bu hep "bize gerek kalmayacak" düşüncesi bir yerlerde vardı çoğu kişinin kafasında. Ama hiç işsiz kalmadık.

Aslında YZ'nin yaptığı asıl devrim yukarıda dediğim gibi İnsan-Bilgisayar Etkileşimi alanında. Başından beri bilgisayarların hesaplama (temelden ileri düzeye olay bu zaten) yeteneklerini kullanacakları zaman 2 seçenekleri vardı; birincisi isteklerini yapan bir programı kullanmak, ikincisi ise eğer ilk imkan yoksa mecburen bilgisayara istediği şeyi anlatmak (Programlamak) şeklinde idi. Programlama da birçok paradigma içerdiği, kendi içerisinde çok ayrı detayları olan bir alan olduğu için biz yazılımcılar bu görevi üstleniyorduk.

Peki Şimdi? Evet, bir insan bir prompt ile bilgisayar ya da bilgi işlem gücüne ne yapması gerektiğini ya da almak istediği çıktıyı günlük dil ile anlatabiliyor. Programlama dili ve algoritma temelleri öğrenmeden hem de. Bilgi işleme, hesaplama ile aradaki komisyoncu olan yazılım şirketi veya programcı aradan çıkabilir gibi duruyor. Peki gerçekten öyle mi?

Yazıda geçen "Bilgiyi değersizleştirecek" ifadesi açıkçası hemen hemen hiç katılamadığım bir önerme. Bilgi epistemolojik anlamda "temellendirilmiş inanç" türünden bir anlama gelmekle birlikte, özellikle modern ve teknolojik dünyada verilerden, diğer bilgilerden, yapılan çalışmalardan ortaya çıkan saf şey, evet bir şey. Mesela bir şirketin bütün veri tabanları yığınla veri doludur ama bunlardan çıkarılan şey verinin toplam boyutundan çok çok ufak ama çok çok daha anlamlı veya işlevsel damıtılmış haldeki şey, bilgi diyebiliriz buna ya da abartıp töz de :)

Prompt Engineering diye sivrilen bir şey de oldu evet. Prompt mühendisliği de diyebiliriz. YZ modellerine istenilen şeyi veya çıktıyı anlatmak için onla nasıl konuşacağımızı, neyi nasıl dememiz gerektiği hakkında deneyim ve öngörülerden ibaret ve sosyal bilim bile değil, bu gelişim içerisinde önemini yitirecek bir nevi bugünün falcılığı, kadim bilgelik falan gibi.

E peki hiçbir şey mi değişmeyecek demek istiyorum? Tabi ki hayır. O kadar ki tahmin edilemez olduğuna inanıyorum sürecin. Yazıda geçen ve söylenildiği gibi yaratıcılık ya da entelektüelite buradan zararsız çıkan, büyük olasılıkla da çok büyük kazançları olan yetenekler olacak.

Gittikçe YZ tarafından anlaşılma kaygımız da çok büyük düştü ve düşüyor da. Burada kazanacak olan, bir çok disipline hakim, fazla kültür tanıyan, yeni bir şeyleri öğrenmek ve adapte olmakta sorun yaşamayanlar kazanacak. Yine gün sonunda bu bilgi yığınlarının içerisinden bir şeyler çıkaracak olan, bu bilgiler arasında ilişkiler kuracak olan bu insanlar olacak. Yani hesaplama kabiliyetimizin hiç önemi olmadığı çoktan kanıtlandı. Çok hızlı ve büyük hesaplar yapamıyoruz ama konular arasında ilişki kurabiliyoruz, insanı tanımada daha iyiyiz.

Sözün özü; yine kazanan multidisipliner insanlar ve/ veya entelektüelite olacak.

Expand full comment
Burak Su's avatar

Bu oyun sıfır toplamlı değil eksi toplamlı bir oyun. Sistem verimliliğe doğru evrilirken ne kadar hızlı koşarsan koş seni de değersizleştirecek. harika uyum mu sağladın? En iyisi misin? Yaptığın işin değeri kalmayacak. Kazanacak bir şey olmayacak finalde. Üzgünüm. :/

Expand full comment
sencer öztüfekçi's avatar

Müşteriler tarafında da şimdiden “YZ ile yapılıyor bu işler” ya da “alt tarafı YZ’ye bir fikir soracaksınız?” lafları edilmeye başlandı. Her şeyi kendiniz yapsanız bile insanlar sizin bu işi YZ ile ürettiğinizi düşünmeye meyilliler. Bu sebeple de ucuz olması gerektiğine inanıyorlar. Hatta “bunu YZ ile ben de yapardım” algısı hızlıca yerleşiyor.

demişsin ya abi, bence bu çok da ayıp bir şey değil, yani evet zaten yapay zekayla yapıyoruz. Ben 20 yıl deneyimi olan bir yazılımcıyım, bu yaşta bana hala satır satır kod yazdırtmadığı için yz'ya sonsuz teşekkürler.

Müşteriye ise cevabım; evet günümüzde artık zaten yapay zekayla yapıyoruz, ben tecrübemi satıyorum. Güvende olmanızı sağlayan şey tecrübem.

Bu cevap 2025 yılının ilk yarısına kadar geçerliliğini korudu, belki 2. yarısında yeni gelecek bir gelişme, tecrübeli yazılımcıları da gereksiz kılabilir. O zaman vefat listesine jr. ve mid. lvl'lardan sonra seniorlar da eklenir. Ama ben, o gün geldiğinde, yapay zekanın yapamadığı bir şey için, "Sencer'e soralım" diyenler olacağından umutluyum :)

Expand full comment
Burak Su's avatar

Sencer'e soralım Burak'a soralım bence iyimser bir bakış açısı. Ben de öyle olmasını umuyorum. Bu bakış açısı hala "gate keeper"ların olacağına inanmamızın sonucu. ChatGPT ye işi yaptırıp Claude'e denetletirsek ne olacak? 40$ vs Sencer'in aylık ücreti. Burak varsın mükemmel iş yapıyor olsun. Burak'ın %10, %20 eksik iş = 20$. Nasıl olacak?

Expand full comment
Yigit yavas's avatar

Merhaba,

Bence bazı konularda biraz farklı düşünmek gerekiyor. Yapay zeka da tıpkı buharlı makinenin bulunması gibi büyük bir devrim. James Watt buharlı makineyi icat ettiğinde ya da matbaa ortaya çıktığında bazı meslekler (mesela hattatlık) zamanla kayboldu. Ama bunun yerine yeni iş alanları oluştu.

En basit örnekle, silahlar bulunduğunda kılıç ustaları işsiz kaldı. Peki, silahların bulunması kötü bir şey miydi?

Sonuçta meslekler, insanların ihtiyaçlarına ve toplumun beklentilerine göre sürekli değişiyor. Bugün yapay zeka olmasaydı, verimliliği artıracak başka bir teknoloji mutlaka geliştirilecekti.

Expand full comment
Burak Su's avatar

Haklısın. Ama gözden kaçan 2 şey var. İlki yeni teknolojiye ve şartlara uyum ve insanlığın bir basamak ileri gitmesi. Hattat iken matbaacı olmak, kılıç ustası iken silah üreten olmak. Bugün durum böyle değil. YZ bizim işlerimizi yaparken biz daha iyi bir YZ üreticisi olmayacağız. Bizim yerimizi alacak ve bizim yerini alabileceğimiz, adapte olabileceğimiz bir şey olmayacak.

İkincisi, bugün benim işimi alan YZ, yeni işlere de benden daha hızlı adapte olacak. Ben öğrenirken o yapacak, ben acaba derken o gerçekleştiecek. Mesele verimlilik artışı değil. Mesele işlevsizleşme, değersizleşme.

Expand full comment
Nil Yalcinkaya's avatar

İnsanlara anlatamadığım şey buydu işte. "Daha iyi prompt yazarsın sen de" diyene "YZ promptu da senden daha iyi yazarsa ne yapacaksın" (ki yazıyor) diyorum. Bir de şu ifade hoşuma gitmişti: At arabasından otomobillere geçmek değil bu, bu sefer bizler atın kendisiyiz.

Expand full comment
Burak Su's avatar

Hem de daha çok kırbaçlanan, koşan atlar da değil. Sucuk olacak. :)

Expand full comment